26 Aralık 2014
Sayı: SYKB 2014/01 (51)

2015’in kaderini devrimci sınıf mücadelesi tayin edecek!
2014’te devlet terörü
Kürt cephesi: 2014 yılına Kobanê direnişi damgasını vurdu
Devlet terörüne karşı devrimci sınıf mücadelesi
Ayvalıtaş davasında oyun sürüyor
Banka patronlarının grev korkusu!
2014: Katliam, yıkım ve direnişin yılı
Metal işçisi son sözünü söyledi
Gebze mitinginde metal işçisinden grev mesajı
“İşyerinde benim gibi isyan eden yüzlerce işçi var”
Kani Beko ve omuzdaşları sınıf mücadelesinin önündeki barikattırlar! - B. Seyit
“Bize yapılanlara sessiz kalmayın!”
Yeni bir yıl ve devrimci olanaklar
PEGİDA: Irkçı-faşist saldırganlığın yeni müfrezesi
Rusya’da otomobil işçilerinden grev hazırlığı
ABD-Küba ilişkilerinde yeni bir döneme doğru
Üniversitelerde faşist terör: Onlarca gözaltı!
Devrimci ilke ve taktiğin birliği
2014: Kamu emekçilerinin kitlesel-birleşik mücadele hattı ihtiyacı
EKK Çalıştayı Sonuç Bildirgesi
Emekçi kadınlar çalıştayı değerlendirdi
Emekçi kadın çalıştayı: Direniş özgürleştirir!
Kadın olmak
19 Aralık’tan bugüne direniş sürüyor!
BDSP 19 Aralık Direnişi’ni selamladı
Bu sayının PDF formatını download etmek için tıklayın

 

Emekçi kadınlar çalıştayı değerlendirdi

 

21 Aralık’ta gerçekleşen EKK Çalıştayı’na katılan emekçi kadınlar değerlendirme ve önerilerini gazetemizle paylaştılar...

Çalıştay yapılacakları gösterdi”

- Çalıştayda verimli ve doygun tartışmalar yapıldı. Önümüze pratik sonuçlar koyması açısından da yapılacakları gösterdi. Emekçi kadın çalışmasının sınıf çalışmasından bağımsız olmadığını vurgulamış olduk. Sınıf çalışması ne kadar güçlü olursa emekçi kadın çalışmasını, emekçi kadın çalışması ne kadar güçlü olursa sınıf çalışmasını besleyeceği belirtildi. Bunların birbirinden bağımsız ele alınmaması gerektiği bir kez daha pekişmiş oldu.

Kamu alanında benim karşıma sıkça çıkan kota, eşbaşkanlık gibi durumlara nasıl bakılması gerektiğine dair de bir kafa açıklığı yaratıldı.

Kendi pratik tavrımızı koymalıyız”

- Birçok konu tartışıldı. Bu tartışmaların açılması önemli ve anlamlıydı. Konuşulan her şey verimliydi. Yoğun bir tartışma vardı. Bu tartışmalar da ihtiyacı gösteriyor. Mesela feminizm tartışmasının açılması... Pratik alanda feministler, bu alanı kendi mülkü gibi kullanıyor. Kendi sözümüzü söylemekten geri durmuyoruz, fakat kendi pratik tavrımızı koymalıyız. Eylem biçimimizin ne olduğunu göstermek durumundayız.

Aylık bir bülten olması gerekiyor. Bültenlerin daha yaygınlaştırılması önemli. Bülten üzerinden deneyimlerimizi birbirimize aktarmış oluruz. Yerel deneyimlerin aktarılmasıyla daha güçlü bir EKK çalışması üretilebileceğini düşünüyorum.

Çalıştay bir ihtiyacın ürünüydü. Kısmi olarak da doyurucu olduğunu düşünüyorum. EKK çalışmasına biz kadın-erkek ayrı bakmıyorsak, erkek çalışanların da olabilmesinin önemli olduğunu düşünüyorum.

Önümüzdeki döneme hazırlık açısından anlamlıydı”

- Emekçi kadın çalışması zaten sınıf çalışmasının dışında bir çalışma değil, birbirini besleyen alanlar. Çok ayrıntılı tartışmalar yapıldı. Verimli olduğunu da düşünüyorum. Bültenlerin araç olarak kullanılmasının, farklı araçların kullanılmasının, bundan sonraki dönemde yapılacak çalışmaların, yeni döneme hazırlığın, kadın sorununun sadece bir cins sorunu olmadığının, özellikle kapitalist sistemin dayattığı bir sorun olduğunun gayet iyi anlaşıldığını düşünüyorum. 

Bundan sonraki çalışmanın her yerelin kendi nesnel koşullarına uygun hatta gelişeceğini düşünüyorum. Merkezi Emekçi Kadın Bülteni’nin de anlamlı olduğunu düşünüyorum.

Greif deneyimi önemli bir birikim”

- Emekçi kadın çalışmamızın sürekliliğini tartıştığımız, eksiklikleri önümüze koyduğumuz bir çalıştay oldu. Deneyimlerimizden yola çıkarak yapılan aktarımların özelinde de Greif deneyiminin çalışmamız açısından önemli bir birikim olduğunu düşünüyorum.

Mücadele stratejimizi belirlemek açısından anlamlı tartışmalar oldu. Tartışmalar verimliydi. Sunumlarda, teknik hazırlıklarda bir sorun yaşanmadı. Buradan bize düşen ise çalışmamızı daha düzenli, sistematik bir hale getirebilmek.

Kendime çok şey kattı”

- Emekçi kadın çalıştayı oldukça güzeldi. Konuşmalarda eksikliklerimiz, artılarımızla iyi bir değerlendirme yapıldı. Bence böyle bir şey için geç bile kalındı. Hem emekçi kadınlara ulaşabilme adına hem kendimizi yenileyebilme adına böyle toplantıların daha sık yapılması gerektiğini düşünüyorum. Kendime çok şey kattığını düşünüyorum.

Kızıl Bayrak / İstanbul

 

 

 

 


Nestle’ye karşı kararından dolayı İsviçre adaletine dava

 

Türkiye’de Nestle işçileri haftalardır patronun ve sermayenin bekçisi polisin tüm baskı ve saldırılarına rağmen direniş kararlılığını sürdürürken, 2005 yılında katledilen Kolombiya Nestle işçisi Luciano Romero’nun eşi de adalet mücadelesine devam ediyor. Romero’nun eşi adına insan hakları örgütü “Center for Constitutional and Human Rights” (ECCHR) (Anayasal ve İnsan Hakları Merkezi), İsviçre adaletine karşı Strasbourg İnsan Hakları Mahkemesi’ne suç duyurusunda bulundu.

17 Aralık’ta yapılan suç duyurusu, Nestle işçisi Romero’nun öldürülmesi nedeniyle İsviçre’de Nestle yöneticilerine ve tekele karşı açılan davada tüm hukuksal yolların kapanmış olması üzerine yapıldı.

Merkezi Berlin’de bulunan insan hakları örgütü ECCHR, İsviçreli tekele karşı Romero’nun Kolombiya’da paramiliter gruplar tarafından kaçırılarak öldürülmesini önlemek konusunda gerekli önlemleri almamak suçundan 2012 yılında dava açmıştı. Bu dava Waadt kantonu savcısı tarafından geri çevrildi. Savcılık kararını “zamanaşımı” ile gerekçelendirdi.

ECCHR ise suçun kalıcı bir suç olması nedeniyle şirketin cezalandırılmasının gerekliliği ve bu yüzden zamanaşımına uğramaması gerektiğini savunuyor. Savcının kararına karşı, Federal Mahkeme de dahil olmak üzere tüm diğer hukuksal mercilere yapılacak itirazlar da reddedildi. Nestle şirketine karşı yapılan şikayetin içeriği ile de ilgilenilmedi.

2005 yılında Nestle şirketinin Kolombiya’daki yan kuruluşu olan Cicolac ile gıda üretim işçilerinin örgütlü olduğu Sinaltrainal Sendikası arasında süren sınıf mücadelesinde Luciano Romero birçok defa sermayenin karanlık paramiliter grupları tarafından ölümle tehdit edilmişti. ECCHR ve Sinaltrainal, Nestle tekelinin Romero’ya yapılan tehditlerden haberdar olduğunu, ama onun güvenliği için herhangi bir önlem almadığını, Nestle’nin Kolombiya yönetiminin Romero’yu gerilla üyesi olmakla suçlayan açıklamalarıyla da Romero’nun güvenliğini daha da tehlikeye düşürdüğünü iddia ediyor.

Kolombiya’da olayın asıl faili yakalandı ve mahkeme önüne çıkarıldı. Yetkili hakime göre Nestle bu olayda önemli bir rol oynuyor. Bu nedenle, yetkili hakim soruşturmaya devam edilmesi gerektiğine karar verdi ama bu Kolombiya’da henüz uygulamaya konulmuş değil.

 
§